16 Şubat 2010 Salı

profesyonel

birinin sizi yıllar boyunca izlediğini düşünün. 22 yaşındasınız. büyük harflerle, büyük cümlelerle konuşuyorsunuz. uluorta hem de. düzeni eleştiriyorsunuz. kendinizden emin, umut dolusunuz. büyüyorsunuz. baş döndürücü bir hızla hem de. evleniyorsunuz, çocuğunuz oluyor. siz, bir sanatçısınız. kimileri için tehlikelisiniz. çalışıyorsunuz. yaşıyorsunuz. dostlarınızla bir içki sofrasında ardı arkası kesilmeyen hikayeler eşliğinde sabahlıyorsunuz. yalnız değilsiniz. gittiğiniz otellerde, lokantalarda, barlarda ve uzun tren yolculuklarında sizi devamlı izleyen, ardınız sıra unuttuğunuz şemsiyeleri, çakmakları, şapkaları toplayan birisi var. her kimse bu yabancı, isteğiniz dışında sizin kişisel tarihinizi yazıyor. ve sizin bir türlü zaman bulup da yazamadığınız bütün kitapları...

ne olurdu, orta yaş merdiveninin trabzanlarına dayanmışken siz, bu yabancı birgün çalışmakta olduğunuz ofise dalsaydı, elinde sizin geçmişinizle dolu koca bir bavulla?

bu sezon devlet tiyatroları'nda sergilenen "profesyonel"den bir soru:

insanın geçmişi değişebilir mi?

2 yorum:

  1. hele şükür yazmışsın, unutcaz yoksa blogunun adresini :)

    YanıtlaSil
  2. salı pazarı.

    YanıtlaSil