12 Ocak 2011 Çarşamba

Delay

2010’da Max Richter’in The Blue Notebooks’undan sonra en çok dinlediğim albüm Julia Kent’in Delay’i oldu. Albümde favori iki parçamdan biri olan Elmas’ı tesadüfen duymuş, albümü de spor olsun diye indirmiştim. Çellonun sesine hayranlığım yeni olmasa da solo çello albümleriyle nedense ilgilenmemiştim. Bu kadar “kentli” ve halet-i ruhiyeme iyi gelecek bir albümü daha önce keşfetmemem yazık olmuş. Albümün bende yarattığı ilk hissiyat gerilimli bir “gidememe” duygusu oldu. Hep birşeylere geç kalmış, yayların arasında sıkıştığı yerden kurtulmaya çalışan, sonunda yine çaresizce kendini tekrarlayan kentli ruhlar. Ben de albümün bünyemde yarattığı genel konsepte uygun olarak albümü 3 sene geç dinledim. Arlanda’ya hayran kaldım. Sonuç olarak, Delay bana iyi geldi. Demek ki dünyada böylesine güzel albümler yapılıyor. Ne mutlu bize.